‘Hedeflerinde tüm yurttaşlar olabilir’

Yasa teklifinin açıkça basın ve tabir özgürlüğünü amaç aldığını vurgulayan CHP’li Bülbül, teklifin 16. husus 5. fıkrasını anımsatarak “Teklif ile cumhurbaşkanı kararnamesi ile kurulan siber güvenlik kurulu başkanlığına da geniş yetkiler verilirken siber güvenlik başkanlığı istediği yerde hâkim kararına gereksinim duymaksızın arama yapabilecek, dijital malzemelere el koyabilecek, kopyalama yapabilecek. AKP, bu teklif ile söz hürriyetini, basın özgürlüğünü, konut dokunulmazlığını, özel ömrün kapalılığını gaye alıyor” dedi.
George Orwell’ın 1984 distopyasında bile görülemeyecek cinsten uygulamaların bu düzenlemelerle Türkiye’nin normali haline getirildiğini belirten Bülbül, “Başkanın yazılı buyruğuyla, konutta, işyerinde, kamuya açık olmayan bütün yerleri kapsayacak halde arama, el koyma ve kopya çıkarma yetkisi veriliyor. Pekala bu yetki hangi hallerde kullanılacak ve kime karşı kullanılacak diye sorduğumuzda bu soruların yanıtını düzenlemenin içeriğinden alamıyoruz. Özetle, tüm yurttaşlar bu düzenlemenin amacı olabilir” tabirlerini kullandı.
‘OTOSANSÜRÜ DAYATIYOR’
Teklifin iki yıldan beş yıla kadar mahpus cezası öngören bilgi sızıntısı hususuna ait komiteye sorular yönelttiğini bildiren Bülbül, “Bu sızıntının olmadığı neye nazaran tespit edilecek? Kim karar verecek? Hiçbir netlik yok. Bu düzenleme, her şeyden evvel otosansürü dayatan bir nitelik taşımaktadır. Bu düzenleme, gazeteciliği, basın özgürlüğünü maksat alan muğlak düzenlemelerle söz özgürlüğünü gasp eden bir düzenleme olarak karşımızda. Bu vahim düzenleme, sade yurttaşın, toplumsal medya kullanıcısının dahi niyetini açıklamasını engelliyor. Bunun ismi demokrasi değil, baskı rejimidir. Buna müsaade vermeyecek, itirazımızı ortaya koymayı sürdüreceğiz” değerlendirmesinde bulundu.