TSYD İzmir’in ödül akşamında…
TSYD İzmir Şubesi’nin düzenlediği ve klasikleşen EKMAS 9. TSYD İzmir’de Yılın Spor Mükafatları, dün akşam Tarihi Havagazı Fabrikası’nda sahiplerini bulurken orada olanlar ortasındaydım. Cumhuriyet Ege’de ödüllerle ilgili detaylı bir haber yer aldı. Ben de okurlarla izlenimlerimi paylaşacağım.
ALKIŞLAR İZMİR BÜYÜKŞEHİR SPOR KULÜBÜ’NE
TSYD İzmir, ödül merasiminde İzmir’in başarılı atletlerini, spor kulüpleri ve yöneticilerini, spor kamuoyunu ve spor gazetecilerini bir ortaya getirdi. İkinci defa Avrupa Şampiyonu olan İzmir Büyükşehir Belediyespor Bayanlar Sutopu Kadrosu “uluslararası başarı”, ultra maraton yüzücüsü Tuna Tunca “yılın sporcusu” mükafatını alırken İzmir Büyükşehir Belediye Lider Vekili Dr. Levent Yıldır, Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Okyay, Gençlik ve Spor Daire Başkanı Anıl Kaçar, İzmir Büyükşehir Belediyespor Kulüp Başkanı Ertuğrul Tugay da yanlarındaydı.
GÖZTEPE’YE BAŞKA BİR PARANTEZ
TSYD İzmir’in ödül merasiminde göz kamaştıran bir topluluk da Göztepe Spor Kulübü oldu. Göztepe A Futbol Grubu “yılın takımı”, Teknik Yönetici Stanimir Stoilov “yılın teknik direktörü”, Onursal Lider Mehmet Sepil de “yılın spor adamı” mükafatlarını alkışlarla alırken Göztepe’den çok sayıda yönetici başta CEO Kerem Ertan ve Sportif Yönetici İvan Mance olmak üzere salondaydı. Göztepe’de ödül alan bir isim de Olimpiyat Gururu kolunda Olimpiyat madalyalı cimnastikçi Ferhat Arıcan’dı. O, tıpkı vakitte ödüllendirilen Şavkar Jimnastik Kulübü’nden atletlerle birlikte ekip halinde Türkiye’yi son Olimpiyatta temsil etmişti. Stoilov olağanüstü bir kişilik. Daha evvel Urla’da ve Göztepe Gürsel Aksel’de sohbet etmiştik, tekrar biraz kaynattık. Sepil, Mance ve Stoilov çok uygun bir üçlü. Bu üçlü çok güçlü gerçekten. O denli olmasa nominal piyasa kıymeti Harika Lig’de alttan üçüncü olan bir takım ligde üst sıralara nasıl tutunur? Kupa’da tez ortaya koyar? Ne demişti Stoilov; “futbol para ile oynanmıyor”.
HEPSİ HAK EDİLMİŞ ÖDÜLLER
İzmir’i 13 yıl sonra Sultanlar Ligi’ne taşıyan Aras Kargo “yılın salon sporları” kolunda ödül alırken aklıma Göztepeli ve Altınordulu sultanlar geldi. Bu dönem Göztepeli sultanlar 1. Lig’de kümesini birinci olarak tamamlayıp play-off ile Sultanlar Ligi’nin eşiğine gelirken, Altınordu da 2. Lig’den 1.Lig’e çıkma muvaffakiyetini gösterdi. İzmir, voleybolda yükseliyor. Türkiye’nin de dünyada yükseldiği üzere.
Futbolu bıraktıktan sonra 43 yaşında kadrosuna dayanak olmak için astığı kramponlarını yine indirip giyen Altay kaptanı Murat Uluç da özel mükafatı hak etti.
Trafik kazasında hayatını yitiren KSK Eskrim Şubesi sportmeni 16 yaşındaki Derin Düşüm Kamiloğlu ismine bu yıl düzenlenen “Derin Düşüm Kamiloğlu Anı Ödülü” Kmailoğlu’nun annesi tarafından ulusal eskrimciler Ceren Cebe ve Nil Ahsen Erten’e verilirken Karşıyaka’dan kulüp başkanı veya bir yöneticisinin orada olmaması epeyce yadırgandı.
Ödül akşamında varlığı ile her ortama bedel katan TFF Ege Bölge Temsilcisi Sevgi Özdemir, İZVAK Lider Vekili Talat Papatya, Bahri Vreskala, İGC Başkanı Dilek Gappi ve sponsor kuruluş temsilcisi Rafet Ekmekçioğlu da katılanlar ortasındaydı.
TSYD İzmir Şube Başkanı Ergin Karataş’ın ödül akşamında yaptığı şık açış konuşmasındaki şu cümleyi not ettim: “Biz İzmir’in atlet ve spor kulüplerinin çok daha fazla ön planda olması gerektiğine inanıyoruz. İzmir her alanda, bilhassa de sporda kamuoyunda daha fazla yer almayı ziyadesiyle hak ediyor. Biz TSYD ödüllerinin de İzmir sporunun muvaffakiyetinin ulusal medyada daha fazla anılmasına katkı sağlayacağını düşünüyoruz.”
TSYD’yi kutluyorum, zira verdikleri mükafatlar hak edilmiş ödüllerdi. Bu ortada TSYD’nin merkezine kayyım atanmasını anlayabilmiş değilim. Kayyım uygulamasının buralara kadar gelmesi enteresan!
Bu ortada, ödül merasimi biter bitmez salondakilerin birden fazla GS-FB derbisini kaçırmamak için yollara düştü. Mustafa Kemal Kıyı Bulvarı’ndaki yoğunluk da bunu gösteriyordu; derbiye ilgi ağırdı. Ama derbi mahalle maçı gibiydi! Ne futbol ne de hakikat düzgün gol durumları ve gol vardı. aklımda kalan ise verilmeyen bir penaltı ve bir goldü. Yabancı hakem anlaşılan ne şiş yansın ne kebap atasözümüzü biliyormuş!
