CHP’nin kurultay davasının ilk duruşması görüldü: Kurultay iptali ‘Atatürk’ün partisini savunmakmış’
CHP’nin 4-5 Kasım 2023 tarihinde gerçekleşen 38’inci Olağan Kurultayı’na yönelik eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ile delegeler Yılmaz Özkanat, Hatip Karaaslan ve Kamile Bahar Önal’ın iptal ve seçilen yetkili heyetlerin vazifeden tedbiren el çektirilemesine yönelik dava dün Ankara 42’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya davacılar katılmazken, tüm davacı vekili Av. Onur Yusuf Üregen ile davalı CHP avukatları Çağlar Çağlayan ve Mehmet Can Keysan katıldı.
ÖZGÜR ÖZEL YOK HÜKMÜNDEYMİŞ
Mahkeme hakimi, tarafların savlarını okuduktan sonra savunmalara geçti. Tüm davacı avukatı Üregen, dava konusu akçeli işler ve hukuksuzluklar nedeniyle CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ve mevcut CHP Merkez Yönetim Kurulu, Parti Meclisi ve Denetleme Kurulu’nun yok kararında olduğunu savundu. Yok kararında olan yönetimce yapılan inanılmaz kurultayın da yok kararında sayılacağını ileri süren Üregen, bu istikamette dava açacaklarını açıkladı.
‘ÖZEL’İN HARİKULÂDE KURULTAY YAPMA YETKİSİ YOKTUR’
8 Ekim 2023’te düzenlenen CHP İstanbul Vilayet Kurultayı’nın da kabahat kapsamlı aksiyonlar nedeniyle yok kararında olduğunu savunan Üregen; “Özgür Özel’in fevkalâde kurultay yapma yetkisi yoktur. Bu kurultay davalarını iptal etmek için fevkalâde kurultay kararı almışlardır. Burada şöyle bir usulsüzlük de var; liderin saat belirleme yetkisi yok. Küçücük bir salon seçiliyor, oldu bittiye getiriliyor. Partiye kayyum atanacak diye, seçmenlerini konsolide etmeye çalıştılar. Adayların 10 kişilik imza liste getirmesi kuralı olmasına karşın, turnikelerle adayların salona girişi engellenmeye çalışılmıştır. Ayrıyeten, harika kurultayda yalnızca Özgür Özel’in belirlediği listeye oy verilmesi istendi. Yok kararında olan kurultayda (İstanbul Vilayet Kurultayı) belirlenen delegelerin, harikulâde kurultayda oy kullanmaları gerekçesiyle inanılmaz kurultay da yok hükmündedir” dedi.
‘ELİNİZDE MUHTEŞEM DAVA VAR’
Üregen’in savunmasının akabinde CHP avukatı Çağlar Çağalayan’a geçildi. “Bugün önünüzde Türk siyasi tarihi ve siyasi parti hukuku açısından tarihi bir duruşma bulunmaktadır” diyen Çağlayan; “CHP’nin son olağan kurultayından itibaren attığı her adımı iptal etme ve partiyi yargı eliyle yönetme gayesinde olan muhteşem bir dava var. Türkiye son günlerde yargı eliyle dizaynın örneği olacak pek çok hukuksuzluk yaşamıştır. Bu davaların açılma nedeni de birebir halde CHP’yi dizayn etme ümididir” sözlerini kullandı.
‘DEZENFORMASYON YAYINLANSAYDI OLAĞANÜSTÜNE GİDİLMEYEBİLİRDİ”
CHP’ye kayyum atanacağına yönelik haberlere de değinen Çağlayan; “Bu süreçte 10 Şubat tarihinden itibaren neredeyse haftada en az iki kere CHP’ye kayyum atanacağı, mevcut idarenin el çektirileceği, kolluk ile genel merkeze girileceği istikametinde söylentiler çıkarılmış; siyasi faaliyette bulunma özgürlüğü bu söylentiler ve Savcılık makamlarınca yapılan işlerle engellenmeye çalışılmıştır. 19 Mart’ta Parti’nin İBB Başkanı gözaltına alınmış, 21 Mart’ta kamuoyunda sıkça dillendirilen kayyum tezlerinin dün olduğu üzere birebir türel ortam varken dezenformasyonla uğraş merkezince yalanlanmazken dün yalanlandı. Dezenformasyonla Uğraş Merkezi dün yaptığı üzere bu yalanlamayı daha evvel yapsaydı fevkalâde genel konsey kararı alınmayabilirdi” dedi.
‘KANUN YSK’Yİ İŞARET ETMEKTEDİR’
Seçimle ilgili şikayet taleplerinin direkt mercii Yüksek Seçim Kurulu olduğunu belirten Çağlayan; “Kongrede yapılmış rastgele bir seçimin iptal edilmesi için kanun açıkça YSK’ya başvurulması gerektiğini göstermiştir. Haliyle mahkeme huzurunda bu dava görülemeyecektir. Başka yandan karşı taraflarca ortaya atılan davanın kabulü münasebetleri değil rastgele bir somut kanıta, görgüye dahi dayanmamaktadır. Dava dilekçelerinin tümünde ‘duyulmuştur, kamuoyuna yansımıştır’ üzere bir davanın olgusu olmayacak sözler vardır” diye konuştu.
‘İŞİN DUYUMLA İLERLEMESİNİ GÖSTERİYOR’
Av. Çağlayan’ın son açılan belgede eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Melih Gökçek ile sanatçı Meltem Cumbul’a ilişkin soruşturma numaralarının olmasına yönelik tenkitlere tüm davacı vekili Av. Üregen, “O görüntülerin Ankara’daki soruşturmayla ilgisi vardır” dedi. Bunun üzerine Av. Çağlayan, “Ne alakası var. Bir alakası olabilir mi? O vakit biz de belgeye alakasız 25 soruşturma numarası verelim mahkeme oyalansın dursun. İşin ne kadar duyumla ilerlediğini de gösteriyor bu durum” cevabını verdi. Çağlayan dava tarihinde Lütfü Savaş’ın hem üye hem kurultay delegesi olmadığını da anımsattı.
‘DEDİKODULARI MAHKEME KONUSU YAPMAYALIM’
Çağlayan’ın akabinde onun tabirlerine yönelik savunma yapan Av. Üregen, olağan kurultay günü Özgür Özel’in CHP 7’inci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “Siz mi çekildiğini zaçıklarsınız, biz mi açıklayalım” argümanını lisana getirdi. Bunun üzerine Çağlayan ile Üregen ortasında şu tartışma yaşandı:
“ Çağlayan: O oda da ben de vardım. Dedikodu mahiyetindeki sözleri mahkeme konusu yapmayalım.
Üregen: Avukat Bey, siz de bu akçeli işleri biliyorsunuz, siz de hukuksuzlukları biliyorsunuz. Biz Atatürk’ün partisini savunmaya çalışıyoruz.”
DAVA 26 MAYIS’A ERTELENDİ
Tartışmaların akabinde hakim orta kararını açıkladı. Hakim, Çankaya 4 No’lu İlçe Seçim Kurulu’na müzekkere yazılarak 21. İnanılmaz Kurultayına ait iştirak listesi ve mazbatanın istenmesi ile YSK’ya yapılan müracaatların ve iptal kararların celbine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak soruşturma belgesinin son durumu itibariyle celbine karar verdi. Hakim bir sonraki duruşmayı 26 Mayıs’a erteledi.
