Ekonomik sebepler astımı tetikliyor: ‘Hastalar ekonomik yetersizlik nedeniyle ilaçlara ulaşamıyor’
Elbek, astım hastalarının tedavi süreçleri boyunca pek çok zorlukla karşılaştığını belirterek, “Her iki astım hastasından biri mevcut sıhhat sisteminde randevu alamadığı için gerekli takibi yaptıramıyor. Bayanlar, astım hastaları ortasında değerli bir dezavantaj yaşıyor. Şikayetleri gereğince ciddiye alınmadığı için randevu önceliği alamıyor. Hastane ve ilaç masraflarını kendi cebinden ödeyen hastalar, ekonomik yetersizlik nedeniyle ilaçlara erişemediği için hastalıklarını denetim altına almakta zorlanıyor” dedi.
ÇEVRESEL FAKTÖRLER ÖNEMLİ
Astımın çocukluk çağında başladığını söyleyen Kızılırmak ise, “Türkiye genelinde bakıldığında, çocukluk çağında başlayan astım hadiselerinin bir kısmı vakitle kaybolsa da, yetişkinlik devrinde ortaya çıkan astım hastalarının da sayısı azımsanamayacak kadar fazladır. Genel olarak astım hastalığı toplumun yaklaşık yüzde 5’ini etkilemekte” dedi. Ekonomik meselelerin astım hastalarının tedavi sürecini etkilediğini belirten Kızılırmak, “Tedaviye erişimde ekonomik faktörler belirleyici bir rol oynar. Gelir seviyesi düşük bireylerde, tedaviye erişim daha sonludur. Astım, bedenin çok cevap vermesi sonucu ortaya çıksa da çevresel faktörlerden büyük ölçüde etkilenir. En önemli faktörler ortasında sigara dumanına maruziyet bulunur. Bilhassa çocukluk çağında ebeveynlerin sigara içmesi, astım gelişme riskini artırmaktadır. Ayrıyeten hava kirliliği, mesken içindeki yakıt cinsleri (kömür yahut odun sobası kullanımı), rutubetli ortamlar ve havalandırılmayan konutlar astımın denetimini zorlaştıran etmenler ortasındadır. Ayrıyeten kırsal bölgede yaşayanların, doğalgaz yerine odun yahut kömür sobası kullananların, sıhhat merkezine ulaşımı 1 saatten uzun sürenlerin astım denetiminin daha zayıf olduğu belirlenmiştir” diye konuştu.
EŞİTSİZLİK ORTADAN KALDIRILMALI
Astım hastalarının ekonomik yükünün azaltmak için uygulanabilecek sıhhat siyasetlerine değinen Kızılırmak, “Kronik hastalıkların erken teşhisine yönelik programların geliştirilmeli, Tedaviye erişim eşitsizliklerini ortadan kaldıracak sıhhat siyasetlerinin hayata geçirilmeli, Çevresel risk faktörlerini azaltmaya yönelik önlemlerin alınmalı ve Astım hastalarına yönelik kapsamlı ve sistemli takip sistemlerinin oluşturulmalı” tabirlerini kullandı. Günümüzde polikliniklerde tabiplerin ağır hasta yükü nedeniyle kronik hastalıklara gereğince vakit ayıramadıklarını belirten Kızılırmak, “Astım hastalarının kullandıkları inhaler aygıtların yanlışsız teknikle kullanılması büyük değer taşımaktadır. Hastaların aygıtları gerçek dozda ve usulle kullanabilmeleri için kapsamlı eğitimler verilmelidir. Akciğer hastalıklarında güzelleşmenin sağlanması için sırf sıhhat hizmetlerinin uygunlaştırılması kâfi değildir. Ömür şartlarının düzeltilmesi, yoksulluğun ve buna bağlı toplumsal kaidelerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Sıhhat sisteminin eşitsizlikleri ortadan kaldıracak biçimde düzenlenmesi ve tedaviye erişim kolaylaştırılmalıdır” tabirlerini kullandı.
