Gastronomi ve sinemanın nabzı 23-25 Mayıs’ta Urla’da atacak: ‘Sofradan beyazperdeye’

“Sofradan Beyaz Perdeye” sloganıyla yaşama geçen şenlikte, gastronomi dünyasının değerli şeflerinden, yenilikçi sanatkarlara; sinema dünyasının temsilcilerinden yemek kültürü üzerine çalışan tarihçilere kadar birçok farklı alandan konuşmacı ve sinema izleyicilerle buluşacak.

Festivalin aktiflikleri Urladam ve Köstem Zeytinyağı Müzesi’nde yapılacak. Şenliğin programına toplumsal medya platformu Instagram’daki “gastronomifilmfestivali” resmi hesabından ulaşılabilecek.

Urla Gastronomi Sinema Festivali’nin yöneticisi Gülper Ergün’le şenliği konuştuk.

– Gastronomi ve sinema… İki farklı dünya. Bir ortaya getirme fikri nasıl doğdu?

Birinci bakışta farklı üzere görünseler de gastronomi ve sinema aslında insan öykülerini anlatma konusunda çok yakın alanlar. İkisi de kültürü, belleği, duyguyu taşıyan güçlü araçlar. Benim için yemek hiçbir vakit yalnızca bir tabaktan ibaret olmadı. Yemeğin üretiminden sunumuna kadar her basamağı bir anlatı içeriyor. Bunu evrenselleştirecek en doğal araç da sinema. Bu fikir uzun vakittir içimdeydi; hakikat vakit, hakikat takım ve gerçek yerle hayata geçti.

YAŞAM VE SİNEMA

– İki farklı dünya lakin aslında sıkı sıkıya bağı olan iki farklı kültür. Sinema hayatı anlatır, yemek de hayatın en değerli ögesidir. Nasıl değerlendirirsiniz bu bağı?

Tam da bu yüzden bu şenliği kurduk aslında. Sinema, ömrü olduğu üzere anlatabilen az sanat kollarından biri. Yemek ise hayatın ta kendisi.

Sadece bir sofraya değil, bir kültüre, bir hafızaya, bir coğrafyaya dokunur. Şeflerin kıssalarıyla dolu belgesellerden tutun da bir sinemadaki sessiz bir yemek sahnesine kadar. Tüm bu ayrıntılar, aslında insanın kim olduğunu anlatır. Biz bu anlatının izini sürmek istedik.

– Şenlikle ilgili detayları sizden öğrenmek isteriz. Neler göreceğiz şenlikte?

Şenlikte üç uzun ve dört orta metraj sinema gösterimi olacak. Ayrıyeten 15’ten fazla bağımsız kısa gastronomi belgeselinden oluşan güçlü bir seçki hazırladık.

ICGAT (International Institute of Gastronomy, Culture, Arts and Tourism) ile yaptığımız işbirliği sayesinde, “Yemek Sinemaları Menüsü” seçkisinden seçilen milletlerarası tanıtım sinemalarına de programımızda yer verdik.

Değerli markalarımızın ve şeflerimizin katkısıyla düzenlenecek tadım aktiflikleri, söyleşiler ve tecrübe alanlarıyla içeriği zenginleştiriyoruz. Her söyleşinin temelinde mahallî gastronomi ve bu kültürün medya ile alakası olacak.

Yeme-içme alanımızda ise klasik tahlillerden uzak, mahallî üreticilerle şekillendirilmiş bir atmosfer kuruyoruz.

GÖÇ, HAFIZA, EMEK…

– Sinemaların odağı gastronomi mi olacak? Yoksa çeşitli bir seçki mi olacak?

Odağımız gastronomi. Ancak bunu yalnızca yemek üzerinden değil, yemeğin etrafındaki kıssalar üzerinden okuyoruz.

Göç, hafıza, emek, üretim, kültür transferi üzere çok katmanlı başlıklar içeriyor bu seçki.

Yani direkt mutfakta geçen belgeseller de var, mutfağın dışında ancak onunla ilişkili insan öyküleri de.

– Şenlik, Urla üzere bir gastronomi merkezinde yapılacak. Aslında ülkemizde gastronomisi ile ünlü pek çok bölgemiz var. Neden Urla?

Urla’nın üretim kültürü, doğal yapısı, sanata olan yakınlığı ve lokal karakteriyle bu şenliğe ruh verecek en gerçek yer olduğuna inanıyoruz.

Aynı vakitte Urladam üzere büyük bir sanat kompleksinin burada bulunması, bize yaratıcı bir alan açtı.

Elbette Türkiye’nin birçok bölgesi gastronomi açısından çok değerli ancak bu yapı Urla’dan başlamalıydı.

Festivalin merkezinde Urla olsa da sinema sayesinde bu kıssayı çok daha geniş coğrafyalara taşıyacağımızı biliyoruz.