İşyeri hekimleri özlük haklarından mahrum, muayene için masaları bile yokÇ-: Sağlıksız ve kötü ortam

Yıllardır personel sıhhati ve inançlı çalışma ortamlarıyla ilgili önemli sıkıntılar yaşadıklarına dikkat çeken Şahpaz, “İş Sıhhati ve Güvenliği Yasası 13’üncü yılını doldurmak üzere. Özünde, özel dalın piyasaya hükümran olmasını hedefleyen ve önceleyen bir yasa bu. Yasa yayınlandığından bu yana İş Sıhhati ve Güvenliği Meclisi’nin kayıtlarına nazaran 22 bin üzerinde emekçi iş cinayetlerinde hayatlarını yitirdiler. 2012’de 878 personelimiz ölürken 2020’de 2 bin 427 emekçimizi iş cinayetlerinde kaybetmişiz. Ülkemizde her iki ayda bir, Soma katliamından fazla emekçi ölüyor” diye konuştu.

‘YILLAR İÇİNDE DE AKLIN TAKİBİ BİZ’

Türkiye’de çocuk personel oranının da gitgide arttığını belirten Şahpaz, “Yaklaşık 1 buçuk milyon çocuk okul forması yerine personel kıyafeti giymek, çalışmak zorunda. Çalışma yaşı dörde inmiş durumda. Her gün 1-2 çocuğumuz çalışırken ölüyor. Bu da yetmezmiş üzere 2016’da mecburî eğitim kapsamına alınan meslek edindirme merkezleri yani MESEM’ler, yasal kılıf altında çocukları okuldan alıp iş hayatına, fabrikalara sokuyor, maddelere nazaran çalışmaları yasaklanmış iş alanlarında çocukları ucuz işgücü olarak kullanmaktan çekinmiyorlar” dedi.

Aktif olarak çalışan 15 bin işyeri tabibi olduğunu belirten Şahbaz, “Maaşları yıllar içinde süratle düştü. Sıhhatsiz ortamlarda ve makus çalışma şartlarında hizmet vermek, elinde çantasıyla, kendi aracıyla yollarda, onlarca işyerine giderek kendine ilişkin bir odası, muayene masası bile olmadan çalışmak zorunda kaldılar. İşyeri doktoru sertifika eğitimleri de piyasaya devredildi. Eğitimde de kalite düştü, mevzuattan bile habersiz işyeri doktorları, hemşireler, uzmanlar yetiştiriliyor ne yazık ki” sözlerini kullandı.