Ayın gastronomi akımı: Kokusu çocukluktan gelen yemekler

Çocuklukta duyulan kokular, aile sofrasında paylaşılan tarifler ya da unutulmuş yöresel yemekler; artık yeni kuşak sunumlarla restoran menülerinde karşımıza çıkıyor.
Bu akımda, klasik bir sütlaç hafifletilerek köpük formunda sunulabiliyor; anneanne köftesi, mahallî materyallerle hazırlanmış konut imali ekşi maya brioche ortasında servis ediliyor. Ya da kuru fasulye, domates suyu ve tütsülenmiş tereyağıyla farklı bir katman kazanıyor. Yani hatırladığımız lezzetler, alışık olmadığımız biçimlerde karşımıza çıkıyor ancak duygusu birinci ısırıkta tanıdık.
Bu akım sadece mutfakta değil, yer estetiğinde ve servis anlayışında da kendini gösteriyor. Emaye tabaklar, dantel örtüler, defter yaprağına basılmış menüler… Her ayrıntı, hafızalara dokunmak üzere kurgulanıyor.
Sosyal medya bu trendin güçlü bir taşıyıcısı. Gastronostalji, sadece yemeğe değil, geçmişe duyulan hasrete de hitap ediyor. Yemeği bir vakit kapsülüne dönüştüren bu akım, çağdaş kent hayatı içinde gelenekten kopmadan var olmanın yaratıcı yollarını sunuyor. Artık sofralarda anılar var; hem şahsî hem kolektif olanlardan…