Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı düzenlenen şovlarda İstanbul’da gözaltına alınanlar ortasında bulunan 8 genç, 28 Mart’ta tutuklama talebiyle İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi.

Mahkeme, 7 gencin tutuklanmasına karar verirken, 1’ini isimli denetim koşuluyla hür bıraktı.

8 gencin ve avukatlarının söz sorgu tutanaklarına ulaşıldı. 8 gence, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “kanuna alışılmamış toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara karşın bizatihi dağılmama” suçlamaları yöneltildi.

“CUMHURBAŞKANINA HAKARET ETMEDİK”

Beykent Üniversitesi’nde öğrenci olduğunu belirten 19 yaşındaki bir genç, Cumhurbaşkanı’na hakaret etmediğini tabir ederek, şunları söyledi:

“Küfürleri duydum, lakin ben tasvip etmiyorum. Günlük yaşantımda da küfür etmem, Cumhurbaşkanı’na hakaret edecek bir makamda değilim. Hata sürece kastım yoktur. Polislere bir şeyler atanları engellemeye çalıştım. Benim gece boyunca katıldığım tek slogan ‘Polise taş atan bizden değildir’ sloganı oldu. Birçok arkadaşımın babası da polis, münasebetiyle polislere yönelik hiçbir kastım olmadı, olamaz da. Polislerin yaşadığı zorlukları biliyorum. Üzerime atılı kabahatleri kabul etmiyorum, hür bırakılmayı talep ediyorum.”

“AİLEM SON SEÇİMLERDE AK PARTİ’YE OY VERMİŞTİ”

Okan Üniversitesi’nde öğrenci olduğunu söyleyen bir öteki genç de savunmasında, “Hakaret edenlerin ortasında hiçbir vakit yer almadım. Alandayken yüzümü kapatmadım, daima açıktı. Siyasetle bir ilgim yok, ne iktidarı ne de muhalefeti destekliyorum. Ailem son seçimlerde AK Parti’ye oy vermişti. Yalnızca merakımdan oradaydım, lakin bunun bu türlü bir sonuca yol açacağını düşünmemiştim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum, özgür bırakılmayı talep ediyorum” dedi.

‘RİZELİYİM’ DEDİ, SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİ

Marmara Üniversitesi öğrencisi 22 yaşındaki genç, Rizeli olduğunu belirterek, “Cumhurbaşkanı’na katiyetle hakaret etmedim. Bu türlü bir suçlamayı asla kabul etmiyorum. Hür bırakılmayı talep ediyorum” formunda savunma yaptı.

“EYLEM YAPAN KÜMEYE DAHİL OLMADIK”

19 yaşındaki bir genç, tramvayın içerisinde gözaltına alındığını belirterek, üzerine atılı suçlamaları reddetti.

Sabancı Üniversitesi’nde okuyan 24 yaşındaki bir öteki genç, savunmasında, “Biz haberlerde Özgür Özel’in mitingini görünce meraktan gittik, orada biraz vakit geçirdikten sonra boş bir yere gittik. Annem sonradan WhatsApp’tan bildiri attı ‘oradan ayrıl’ dedi. Biz oradan kimi beşerlerle birlikte ayrıldık, hiçbir biçimde aksiyon yapan kümeye dahil olmadık, Cumhurbaşkanına hakaret etmedik, yasak olan yerlere girmedik, polisin de açtığı yolda ilerledik. Miting alanında atılan sloganlar pek duyulmuyordu, ben Cumhurbaşkanına hakaret edildiğini duymadım. Polislerin ‘dağılın’ ikazını da duymadım, ayrılmadan evvel polislerin ihtarını duymadım. Ben şovlara katıldığıma pişmanım, pankartlı insanları gördüm, bu beşerler kemer tarafındaydılar, ben miting tarafındaydım, ben o topluluktan uzaktım. Yapılan öbür aksiyonları duydum fakat o hareketlerde bulunmadım ve o insanların ortasında da değildim. Üzerime atılı cürümleri kabul etmiyorum, hür bırakılmayı talep ediyorum” diye konuştu.

AVUKATTAN ‘ERDOĞAN’ SAVUNMASI: ‘BABASI CEO, ERDOĞAN İLE FOTOĞRAFI VAR’

24 yaşındaki bir gencin avukatı ise müvekkilinin savunmasına katılarak şunları söyledi:

“Müvekkil ve ailesi vatan millet sevgisiyle büyümüş insanlardandır. Müvekkilin babası da ülkemiz için ulusal firkateynleri üreten firmalardan birisinin CEO’sudur. Müvekkil ile birlikte yürüyen çocuklardan birisi bugün buraya tutuklamaya sevk edilmedi, savcılarımız o denli münasip görmüşler. Ben de Türk milliyetçisi birisiyim, şayet bu çocuk provokatör olsaydı, ben onun müdafiliğini yapmazdım. Müvekkil bilgisayar mühendisliği okuyor. Müvekkil, bu hareketlere katılacak bir ailenin evladı değil, yanında gittiği arkadaşı şu an burada değil. 5 Nisan’da okulda imtihanları var. Babası senede 600 bin TL vererek okutuyor, derslerinden kalmaması gerekiyor. Babasının Cumhurbaşkanı ile çekilmiş fotoğrafı var. O gün orada yüz bin kişi gitmiş, lakin yüz bin kişi burada değil, keşke gitmeseydi. Yalnızca merakından gitmiş ve gittiği için de çok pişman. Gençlerin önünün kesilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu kademede hür bırakılmasını, hakimliğiniz aksi kanatte ise isimli denetim altına alınmasını talep ederiz.”

“GÖSTERDİĞİNİZ KİŞİ BEN DEĞİLİM”

31 yaşındaki bir hemşire, savunmasında, “Tramvay bekleme alanında arbede çıktı. Göstericiler ile polisler ortasında arbede yaşanınca tramvaya binmedim. Arbede bittikten sonra bir polis memuru geldi, beni aldı, ‘Olayla alakam yok’ diyemeden zıt kelepçe ile alındım. Gösterdiğiniz kişi ben değilim. Üzerime atılı cürümleri kabul etmiyorum, hür bırakılmayı talep ediyorum” dedi.

“SLOGAN ATMAMIŞTIR”

Marmara Üniversitesi’nde okuyan 23 yaşındaki bir genç, savunmasında, Cumhurbaşkanı’na hakaret etmediğini belirterek, üzerine atılı suçlamaları reddetti. Gencin avukatı da müvekkilinin savunmasına katılarak, “Müvekkilim beyzbol alanında ulusal atlettir ve Türk Bayrağı’na karşı hassasiyeti vardır, alanda yalnızca Türk Bayrağı taşımıştır ve slogan atmamıştır. Cumhurbaşkanına hakaret kabahatinden yargılanmak kendisi için gurur kırıcıdır” diye konuştu.

“TERS KELEPÇEYLE GÖZALTINA ALINDIM, DARBEDİLDİM”

20 yaşındaki bir diğer genç, savunmasında şunları söyledi:

“Özgür Özel’in mitingine gittim, Cumhurbaşkanı’na hakaret etmedim. Polislerin dağılın ihtarını duymadım. Olay sırasında evvel bayıldım, sonra ayıldım ve karşıt kelepçe ile gözaltına alındım, darp edildim. Cürüm işlemek kastım yoktur, üzerime atılı cürümleri kabul etmiyorum, hür bırakılmayı talep ediyorum.”

HAKİMLİK: ŞÜPHELİLERİN KAÇMA İHTİMALİ VAR

İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, 7 gencin İstanbul Valiliği’nin 23 Mart tarihli yasak kararına uymayarak müsaadesiz toplantı ve şov yürüyüşüne katıldıklarını, kolluk kuvvetlerinin ikazlarına karşın dağılmadıklarını ve sloganlarla Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiklerini belirtti. Hakimlik, 7 gencin kaçma kuşkusuyla tutuklandığını vurgulayarak, şu sözleri kullandı:

“Şüphelilerin savunmaları ve tüm belge kapsamı dikkate alındığında, üzerlerine atılı cürümleri işlediklerine dair kuvvetli kabahat kuşkusunu gösterir somut kanıtlar bulunduğu anlaşılmaktadır. Atılı hataların niteliği ve öngörülen ceza ölçüleri göz önünde bulundurulduğunda, şüphelilerin kaçma ihtimali bulunduğundan tutuklama önleminin yerinde ve ölçülü olacağı, isimli denetim önlemlerinin ise yetersiz kalacağı değerlendirilmiştir. Ayrıyeten, şüpheliler tarafından rastgele bir tutuklama pürüzünün bulunmadığı gözetilerek, 7 şüphelinin CMK’nın 100 ve devamı unsurları uyarınca başka farklı tutuklanmalarına karar verilmiştir.”

‘BABASININ ERDOĞAN’LA FOTOĞRAFI OLAN’ GENÇ ÖZGÜR KALDI

Hakimlik, yalnızca Sabancı Üniversitesi’nde okuyan ve avukatının “Müvekkilin babası, ülkemiz için ulusal fırkateynleri üreten firmalardan birisinin CEO’sudur. Babasının Cumhurbaşkanı ile çekilmiş fotoğrafı var” formundaki savunma yaptığı 24 yaşındaki gencin isimli denetim kaidesiyle tahliye edilmesine karar verdi. Hakimliğin kararında şu tabirlere yer verildi:

“Şüpheli M.A.A. tarafından, her ne kadar kuşkulu ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ ve ‘kanuna alışılmamış toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara karşın tabiatıyla dağılmama’ kabahatlerini işlediği teziyle tutuklanması istemiyle hakimliğimize sevk edilmişse de mevcut kanıt durumuna nazaran bu kuşkulu tarafından tutuklama yerine isimli denetim önlemlerinin yerinde ve ölçülü olacağı değerlendirilmiştir. Bu nedenle, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın şüphelinin tutuklanması istikametindeki talebinin farklı başka reddine, diğer bir hatadan tutuklu yahut hükümlü değilse şüphelinin hür bırakılmasına ve isimli denetim altına alınmasına karar verilmiştir.”