İzmir’de 6 Şubat anması: Siyasi iktidar afeti felakete dönüştürdü
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri bileşenleri Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat zelzelelerinin ikinci yıl dönümü nedeniyle Bayraklı Sarsıntı Anıtı önünde toplanarak, sarsıntıda hayatını yitirenleri andı. Siyasi parti temsilcileri, meslek örgütleri STK’ler ve yurttaşların katıldığı anmada sık sık, “Yüz binlerin katili saray rejimi”, “Depremin faili AKP düzeni”, “Unutmak yok, affetmek yok, helalleşmek yok” sloganları attı.
Depremde hayatını yitirenler için hürmet duruşu sonrasında yapılan basın açıklamasını okuyan TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nden Tuğba Yıldırım, “6 Şubat sarsıntısı 11 vilayetimizi etkileyen ve asrın felaketi olarak değerlendirebileceğimiz çok taraflı bir yıkımı ortaya çıkarmıştır. Resmi açıklamalara nazaran 53 bin 537 kişinin hayatını kaybettiği sarsıntılarda Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının açıklamalarına nazaran 39 bin 441 bina sarsıntı anında yıkılmış, yıkılan binalarla birlikte 271 bin 892 bina ise aldıkları hasarlar nedeniyle kullanılamaz hale gelmiştir. Sarsıntıda yaşanan kayıplara ve yıkımlara ait tüm bilgiler ortadan geçen iki yılın sonunda hala açıklanmış değildir. 6 Şubat zelzeleleri başta sarsıntı olmak üzere yaşanan onca tabiat kaynaklı afetten hiçbir ders alınamadığını hem merkezi yönetimin hem de lokal idarelerin zelzeleye hazırlıklı olmak ismine yapılması gereken hiçbir çalışmayı yapmadıklarını en acı formda gözler önüne sermiştir. Çöken binaların altında kalıp kurtarılmayı bekleyen vatandaşlarımız devletin ilgili kurumlarının koordine olamaması, arama kurtarma çalışmalarının sağlıklı yürütülememesi nedeniyle göz nazaran göre can vermiştir. Hayatta kalmayı başaranlarsa tek sözle yazgılarıyla baş başa bırakılmıştır.”
“İKTİDAR, HATASI ISRARLA DİĞERİNE ATMAYA DEVAM ETMEKTE”
“Bizler bu 2 yıla dönüp baktığımızda üzülerek görüyoruz ki birinci gün hangi meselelerle boğuşuyorsak bugün de hala birebir soruları çözmeye çalışmaktayız” denilen açıklamada şu tabirlere yer verildi:
“Depremi önleyici önlemler almayan siyasi iktidar, sarsıntıdan sonra uyguladığı kararlar ile yıkımın boyutunu daha da büyüterek yurttaşlarımızı bir defa daha karanlığın içinde bırakmıştır. Sarsıntı bölgesinde insanlarımız eğitim, sıhhat, barınma, beslenme ve sağlıklı su hakkı üzere pek çok hak ve kamusal hizmetten hala yoksun kalmaktadır. Vatandaşlarımızın bir kısmı insani ihtiyaçların gereğince dikkate alınmadığı süreksiz barınma alanlarında, bir kısmı hasarlı konutlarının önüne kurdukları çadırlarda, barakalarda ağır kış şartlarında hayatını sürdürmeye çalışmaktadır. Sadece zelzeleyle yıkılan 11 ilimiz değil, bizler, koca bir ülke olarak hala enkaz altındayız. Üstelik bu enkazın altında sırf insanlarımız, kentlerimiz değil, devletin tüm sistemleri kurum ve kuruluşları da kalmıştır. Siyasi iktidar ise, sürecin sorumluluğunu üstlenmek yerine, sarsıntının büyüklüğünü ve yıkıcılığını münasebet göstererek, sistemin eksikliklerini gizlemeye çalışmaya, cürmü ısrarla diğerine atmaya devam etmektedir. Çok açıktır ki afeti bir felakete dönüştüren bu anlayış ve siyasetler sürdürüldüğü sürece bir sarsıntı ülkesi olan ülkemizde buna emsal daha pek çok acıyla burun buruna olacağız. Bu problemlere yönelik rastgele bir tahlil üretilmemiş olması, sarsıntıdan etkilenen yurttaşların hayatlarına verilen bedelin bir göstergesidir.”
“DEPREMZEDELER BAHTLARINA TERK EDİLDİ”
İktidarın siyasetlerini eleştiren Yıldırım, “Deprem sonrası yurttaşlarımız kendi yazgılarına terk edilmiştir. O devir gösterilen dayanışma ve ferdi uğraşlarla hayatta kalma uğraşı bugün de bin bir zahmetle sürdürülen bir hayat gayretine dönüşmüş durumda. Gerek sarsıntı öncesi alınmayan önlemler gerek zelzele sonrası yapılmayan müdahaleler açıkça gösteriyor ki afeti bir felakete dönüştüren siyasi iktidarın uyguladığı rantçı, piyasacı siyasetlerdir. Bu siyasetler sermayenin kâr hırsını insan ömrünün önünde tutmaktadır. Bu siyasetler memleketi bir şantiyeye dönüştürerek sırf yandaşlarını kalkındırmaya yöneliktir. Bilim ve tekniği dikkate almadan, ilgili kurumların fikirlerine başvurmadan insan hayatını, doğayı, tarihimizi sömüren politikalardır” dedi.
“BENZER FELAKETLERİ BİR DAHA YAŞAMAMAK İÇİN DERHAL ADIM ATILMALI”
Yapılması gerekenleri sıralayan Tuğba Yıldırım, “Afetlerin bundan sonra felakete dönüşmesini istemiyorsak; bütünlüklü bir plan, program, bu programı uygulayacak bir devlet yapılanması ve güçlü bir siyasi irade kaidedir. Benzeri felaketleri bir daha yaşamamak için derhal adım atılmalıdır. Yapı kontrolü sistemi TMMOB ve bağlı Odalar, üniversiteler ve ilgili bölümlerin iştirakiyle kamusal bir anlayışla tekrar düzenlenmelidir. Yapılaşmadan kaynaklanan risklerin bertaraf edilmesi için çağdaş bir “risk yönetim” sistemi oluşturulmalıdır. İnançlı yapılaşmanın sağlanması ve tüm bu süreçlerin sağlıklı işletilebilmesi için meslek odalarının sürece faal iştirakini sağlayacak yeni bir planlama, tasarım, üretim ve kontrol süreci modeli benimsenmelidir. Sarsıntılarda can kayıplarının önlenmesi için izlenmesi gereken tek yol, mühendislik ve mimarlık hizmetlerinin bilimsel-teknik doğruların ışığında kamucu bir yaklaşımla uygulanmasıdır. Ülkemiz, yurttaşlarımız bu büyük acıları hak etmiyor. Ülkemizin yıllar içinde enkaz altında kalmaması için, bilimin, tekniğin ve tabiatın sesine kulak verilmelidir” sözlerini kullandı.
Anma sonunda Sarsıntı Anıtı’na karanfil bırakıldı ve mumlar yakıldı.
