Mehmet Uçum’un ‘Türk vatandaşlığı eşit vatandaşlıktır’ açıklamasına MHP’li Feti Yıldız’dan destek
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımında eski bir açıklamasını alıntıladı.
Uçum paylaşımına, “Türk vatandaşlığı eşit vatandaşlıktır. Türk vatandaşlığı isminden vazgeçilemez” notunu düştü.
“SAÇMALAYANLARI İZLİYORUZ”
Uçum’un paylaşımına cevap veren MHP’li Feti Yıldız ise şunları yazdı:
“Sayın Uçum, kimi bireyler işlevsiz kalınca seri biçimde saçmalamaya başlıyor. Vatandaşlık; birey ile devlet ortasındaki hukuksal bağı söz eden bir kavramdır ve siyasal bir aidiyet biçimidir. Saçmalayanları izliyoruz… Not ediyoruz.”
https://twitter.com/YildizFeti/status/1895926279846969737
UÇUM NE DEMİŞTİ?
Uçum, alıntıladığı eski paylaşımında ise şunları yazmıştı:
“Terörsüz Türkiye gayesine yönelik yeni basamak adım adım ilerlerken iç ve dış kimi çevrelerin eşit vatandaşlık konusunda önemli bir ideolojik kampanya yaptığı gözleniyor.
Sanki Türk Vatandaşlığı etnik ya da ırki bir temele dayanıyormuş üzere çarpıtma yapılıyor. Halbuki “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” (Atatürk).
Türk Vatandaşlığı ırki ya da etnik değil Cumhuriyetle kazanılmış; içeriği Cumhuriyet vatandaşlığı olan, eşit vatandaşlığa dayanan ve Devletle kurulan türel bağdır. Sonraki vatandaşlıklar da Ulusal Devletin ve ulusal şuurun temel ögelerinin kabul edilmesi aslına dayandığı için birebir kapsamdadır.
Eşit vatandaşlığın iki belirleyici kriteri vardır:
Birincisi bir devlete hukuken bağlı olan herkesin hiç bir farklılık gözetilmeksizin vatandaş sayılması.
İkincisi vatandaş olanların hepsinin tıpkı haklara ve ödevlere sahip olması.
Buna nazaran eşit vatandaşlık etnik ve dinî kimliğine yahut rastgele bir farklılığına bakılmaksızın devlete hukuken bağlı herkesin birebir haklara ve ödevlere sahip vatandaş olmasını tabir eder.
Bizim hukuk sistemimiz Türk Vatandaşlığı’nı etnik, dini ya da ırki bir bağ değil hukuksal bağ olarak düzenler. Yani vatandaşlıkta hiç bir farklılık dikkate alınmaz, hukuksal bağ tek ve belirleyici ölçüdür. Ayrıyeten vatandaş olan herkes tıpkı haklara ve ödevlere sahiptir. Bu nedenle hukuken eşit vatandaşlık konusunda bir sıkıntımız yoktur.
Bu yüzden Türkiye’nin Kürtleri cebindeki nüfus cüzdanını gururla taşımak konusunda bir meseleye sahip değildir. Kürtlerin bu ülkenin gerçek eşit vatandaşı olduğuna kalpten inanması konusunda da duygusal bir mahzur yoktur.
Kuşkusuz “eşit vatandaşlık”la ilgili hukuksal ve duygusal problemimiz yok ancak bütün “vatandaşlarımız ortasında eşitlik” hissinin pratikte hükümran olmasını sağlamak da Devletin en kıymetli misyonudur.
Bu bahiste Devletin çok ağır bir uğraş içinde olduğu ortadır. Devlet İnisiyatifine dayanan yeni basamağın ve Terörsüz Türkiye gayesinin en son hedeflerinden biri de budur.
EŞİT VATANDAŞLIK KAVRAMININ İSTİSMARI!
Hukuken ve duygusal olarak bir problemimiz yokken birtakım çevreler bir eksiklik varmış üzere eşit vatandaşlık konusunu öbür bir bağlamda ileri sürüyor.
Bu bağlam Türkler ve Kürtlerin iki farklı ulus olduğu bu nedenle siyasi olarak iki farklı vatandaşlık kabul edilmesi gerektiği savına dayanıyor. Bunların da anayasal düzeyde eşit olması savunuluyor. Türkiye açısından bölücülük tezi manasına gelen bu iddiayı bu kadar açıklıkla söz edenlerin sayısı az.
Çünkü iki ulus varsayımına dayanan eşit vatandaşlık tezi emperyalist dış Kürt sorunu projesinin maksadı olan Türkiye’nin bölünmesine yöneliktir.
Emperyalizmle birlikte hareket ettiklerini kabul etmekten utanmayanlar hariç bu görüşü savunanlar eşit vatandaşlık tezinin manasını söylemekten taammüden kaçınıyor. Bir yandan Türkiye’nin bütünlüğü deyip öte yandan “iki farklı ulusa dayanan eşit vatandaşlık” demek tam bir hiledir. Emperyalist bölünme projesine payandalık yapmaktır.
Bu nedenle açık ya da örtük “iki ulus kurgusuna dayanan eşit vatandaşlık tartışması” asla Türkiye’nin gündemine getirilmemeli, getirme uğraşı olursa da bu gayretler kesin bir lisanla reddedilmelidir.”
