Meriç Demir Kahraman’dan Bakan Tunç’a ‘Gezi’ tepkisi: ‘Açıklamalarınız vicdana ve adalete aykırı’
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, dün katıldığı bir canlı yayında, Menajer Ayşe Barım’ın, 12 yıl evvelki Seyahat Parkı aksiyonlarının planlayıcılarından olduğu gerekçesiyle “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya yahut misyonunu yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlamasından tutuklanmasını değerlendirmişti.
Tunç, “Kesinleşmiş karar kelam konusu. Seyahat parkı olaylarının hükümete karşı darbe kalkışmasına yönelik bir karar kelam konusu. 12 yıl sonra ne oldu da tekrar soruşturma başlatıldı? Cumhuriyet Başsavcılığı burada vakit aşımı mühleti kelam konusu değil. Anayasal nizama karşı işlenen cürümler bakımından vakit aşımı işlemez. Nasıl 28 Şubat sanıkları, 12 Eylül darbecileri yıllar sonra yargı önüne çıkarıldı. Hata bakımından 312. unsur. Vakit aşımı kelam konusu değil. 12 yıl geçti. Bu müddet içerisinde elbette bir kanıt ortaya çıkmışsa. Soruşturma kapsamında hangi kanıtlar ortaya çıktı da bu türlü bir soruşturma başlatıldı, bunu ilerleyen vakitlerde göreceğiz” tabirlerini kullanmıştı.
Gezi Davası tutuklusu Tayfun Kahraman’ın eşi Meriç Demir Kahraman, Yılmaz Tunç’un bu açıklamalarına reaksiyon gösterdi.
“GERÇEĞİ YANSITMIYOR”
Bakan Tunç’a sorular yönelten Kahraman’ın toplumsal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda şu sözler yer aldı:
“Yaptığı açıklamalara istinaden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a; Gezi Davası ile ilgili 7 Şubat 2025 tarihli açıklamalarınız gerçeği yansıtmıyor. Vicdana ve adalete ise karşıt.
Eşim ve meslektaşım Dr. Tayfun Kahraman özelinde konuşacağım.
Gezi’yi bir kalkışma diye yaftalayıp “Organize edenlerin cezaları verildi, Yargıtay da onadı” diyerek oldu bittiye getirme uğraşınızı bir hukukçuya yakıştıramıyorum. Hatırlatayım:
1- Gezi’den 6 yıl sonra açılan bu davada 2020 yılında “suç teşkil eden aksiyon ve bunlara dair somut kanıt olmadığı gerekçesi” ile 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “oy birliğiyle” beraat kararı verildi.
2- Beraat kararı veren yargıçlar sürüldü, HSK haklarında süreç başlattı.
3- İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Dairesi bu belgede “cebir ve şiddet ile hükümeti devirmeye teşebbüs suçuna” dair kanıt yoksa tahminen Çarşı Davası’nda vardır diyerek beraat kararını bozdu ve iki davayı birleştirerek yine yargılama başlattı. Böylelikle Seyahat Davası da 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşındı.
4- Seyahat Davası şiddet ve cebir ögesi bulunması için birleştirildiği Çarşı Davası’ndan 5 duruşma sonrasında tekrar ayrıldı ve 25 Nisan 2022’de bu evraka tek bir satır yeni bilgi / doküman eklenmeden, tek bir satır tüzel münasebet / somut kanıt sunulmadan ve “oy çokluğuyla” en ağır cezalar yağdırıldı.
5- Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Eylül 2023’te Seyahat Davası’nı “hiçbir münasebet ve kanıt sunmaksızın” birtakım sanıklar için bozdu, kimileri için ise onadı.
6- Şiddet ve cebir ile hiçbir bağı olmayan Seyahat Davası sanıklarına en ağır cezaları oy çokluğuyla, gerekçesiz kanıtsız yağdıran 13. ACM yargıçları evvelki beraat kararının bozulmasına münasebet edilen Çarşı Davası’nda oy birliği ile beraat kararı verdi.
“Adalet Bakanı” Yılmaz Tunç;
1- Şubat 2020 tarihli 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Oy Birliği ile verdiği Beraat Kararı’nı okudunuz mu?
2- Ocak 2021 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Dairesi’nin Beraati Bozma Kararı’nı okudunuz mu?
3- Nisan 2022 tarihli 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Oy Çokluğu ile verdiği tutuklama kararını okudunuz mu?
4- Eylül 2023 tarihli Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Seyahat Davası sanıklarından 5 şahsa Onama 3 şahsa Bozma kararını okudunuz mu?
5- Aralık 2024 tarihli 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Çarşı Davası’nda verdiği Beraat kararını okudunuz mu?
Ben hepsini okudum. Tüm süreçleri yaşadım. Vicdanıyla karar veren yargıçların sürüldüğü, istenilen kararlar çıkana kadar süren, lehimize kanıtların dinlenmediği, aleyhimize kanıtların sunulmadığı, somut kabahatimizin anlatılmadığı kararlar ile hayatımızın karartılmasını, kızım Vera ile birlikte gün be gün yaşadım.
Tüm bunlara karşın bu dava sürecinin nitekim adil, hakkaniyetli yürüdüğünü argüman edebilir misiniz? Madem o denli, AYM neden müracaatımızı bekletiyor? Bu sorularıma yanıtınız var mı?”
