Spor yazarları Hatayspor – Galatasaray maçını yorumladı: ‘Rakibi küçümsersen bedelini ödersin’
“MAÇ SEÇİNCE”
Arif Kızılyalın: Her maç gol yemek gelenek G.Saray için. Davinson’un formsuzluğu, sağ bek karabasanı savunma sendromunun nedenleri. Sara yokken ekibin futbol zekâsı düşüyor, tempo yok! Ve UEFA imtihanları öncesi maç seçiyorlar. Hatay maçının birinci yarısı böyleydi. Tekrar de milimle ofsayta takılan bir golü, Torreira ile direğe giden topu, Yunus-Barış’ın kaçırdığı goller var. Hatay az geldi, Cemali’nin karambol golüyle öne geçti. Aslan 2. yarı Kerem’le Sallai’yi alana sürdü, oyunu da skoru da dengeledi. Mertens’in düşürülüşü, Osimhen’in kaleciye rağmen attığı penaltı, sonrasında tonla kaçan fırsat, laubali tercihlerle değersizleşen ataklar. Ve kaleci Bekaj’ın kurtarışları. Okan Hoca’nın Batshuayi atılımı de sonuç getirmeyince G.Saray’ın deplasman serisi bitti. (Cumhuriyet)
“AZI DİŞLİ”
Ebru Kılıçoğlu: Sara’nın yokluğunu derinden hisseden G.Saray, Hatayspor karşısında tutuk, şut yoksulu bir futbol sergiliyor. Dahası “veresiye satan” misali harcadıkça harcıyor bulduğu fırsatları. Bu tabloda tek etken G.Saray’ın kısır oyunu değil. Yeni teknik yöneticisi ve onun oyuncu seçimleriyle canlanan Hatayspor’un akılcı futbolu da var. Ki 28’de attıkları golle de bunu tescil ediyorlar. Okan Hoca yaptığı müdahalelerle oyunun temposunu lehlerine çeviriyor. Rakibi yanlışa zorlayan bu oyunda evvel bir penaltı golü (Osimhen) geliyor. Sonra da rakip kaleyi abluka altına alıyor Sarı-Kırmızılılar. Lakin en olmadık golleri atan ayaklar, bu maçta sırayla en “olduk” (!) fırsatları kaçırıyor. Hatay, G.Saray’ın bir türlü vermek istemediği 2 puanı; azı dişini anestezi olmadan çeken bir dişçi üzere canını yaka yaka alıyor. (Cumhuriyet)
“MERKEZDE BERKAN – TORREIRA BAŞLAMAK YANLIŞTI”
Uğur Meleke: Karşınızda Dünya devleri var ve pekala bu türlü maçlarda orta sahayı sağlam tutmak isteyebilirsiniz. Lakin dün ligin tahminen de en sorunlu ekibi Hatayspor’a karşı Okan Buruk’un merkezde Berkan-Torreira tercihini yadırgadım. Tuhaf bir seçimdi, çünkü karşınızda Bayern Münih yok! Zati dün Mersin’de birinci 45 dakikada olağan çizgisinin çok altında bir Galatasaray vardı alanda. Dün Mersin’de birinci 45 dakika boyunca temposuz, yavaş paslaşan, hamlede kaybettiği toplarda büyük boşluklar veren, bu yüzden de daima geri koşan bir Galatasaray vardı alanda. Olağan ki Sara’nın eksikliği kritik bir faktör. Fakat Sara’nın yokluğunda merkezde Kerem Demirbay’la değil Berkan’la başlamak tüm temel ayarlarını bozdu sarı kırmızılıların. Bu ortada Galatasaray’ın dün birinci devrede yaşadığı bir diğer handikap da (Sara ve Kerem Demirbay’ın yokluğunda) tüm duran toplara Mertens’in koşmasıydı. Bilhassa orta çizgi yakınındaki toplara da Mertens geldi bu yüzden. 46’da Kerem Demirbay’ın girişiyle duran toplardaki bu dengesizlik ortadan kalktı sarı kırmızılılarda. (Hürriyet)
“RAKİBİ KÜÇÜMSERSEN BEDELİNİ ÖDERSİN”
Osman Şenher: Yenen gollere bakın, birbirinin kopyası. Dinamo Kiev, Ajax olmak üzere çok sıkıntı iki maç var. Okan Hoca’nın önlemleri alması lazım. Kaan Ayhan sağ bek oynuyor. Çocuk âlâ niyetle uğraş ediyor bir şey demiyorum lakin o mevkide oynayacak futbolcunun daha tempolu, daha hızlı, daha çabuk olması gerek. Sallai güya o mevkide Kaan’dan daha âlâ randıman verecek üzere görünüyor. Yunus bu dönemin yıldızı fakat o da Başakşehir ve Hatayspor karşısında tekniğini, hünerlerini alana koyamadı. Bir de anlayamadığım, Yunus’a ve Barış’ta çalım atma hastalığı var. Rakibi bir sefer geçerlerse üç kez de top kaybı yapıyorlar. Kaybettikleri her top rakip atağına dönüşüyor. Demek ki Sara’sız bir Cim Bom düşünülemez. Sara ile birlikte kadronun futboluna da bir kalite geliyor. Bu kadar pas yanlışı yapmıyorlar. Osimhen üzere büyük bir yıldızın var, rakip iki savunma oyuncusuyla boğuşuyor. Hiç bir arkadaşı yanına gelip o bloğu dağıtmak için Nijeryalı futbolcuya yardım etmiyor. Gel de Icardi’yi arama! Bundan sonraki maçlarda dün gece olduğu üzere futbolcuların rakibini küçümsememesi lazım. Küçümsersen işte bu türlü bedeli ağır oluyor. Son kelamım de Belçikalı VAR hakemine… Defans futbolcusunun eli yerdeyken, top otuz santim yüksekten üzerine gelirken, oyuncu elini kaldırıyor ve topa tokat atıyor. Bu, dünyanın her tarafında, sana nazaran bana nazaran değil, kural olarak penaltıdır. (Milliyet)
